Ana karakterimiz Aktuğ, ismi gibi bir iyilik tanrısını andırıyor. Değerleri olan, gururu ve onuru için yaşayan bir avukat. Kızının tedavi masraflarının ödenmesi karşılığında ondan bir bakanın tecavüzcü oğlunu aklaması isteniyor. Tahmin edileceği gibi kahramanımız bunu kabul etmiyor ve kızını kaybediyor. Gündemde siyanür intiharlarının olması ve hükümetin buna çözüm olarak siyanürü yasaklaması üzerine Aktuğ bu ölümleri unutturmamaya yemin ediyor. Kardeşi Leyla ile birlikte kirli işlere bulaşmış siyasileri öldürmeye başlıyorlar. Arkalarında ise imza olarak siyanür bırakıyorlar. Bu romanı rahatsız olmak ve hafızanızı tazelemek için okuyabilirsiniz. Unutkanlık için mükemmel bir reçete... Herkes unutsa da birileri var hâlâ yaşananların kinini yüreğinin örsünde parçalayana kadar her gün döven. Sırtını dönüp gidenlere, gözlerini yumanlara, kulaklarını tıkayanlara inat kanayan yaralarını yalayan köpeğiyim ben bu ülkenin! Öylesine edebiyatını yapan değil, ölesiye sadık kalan.Çok uzak geçmiş değil, siyanür intiharları dönüyordu medyada. O insanların yoksulluğuna gözlerini kapayanlar, acılarını duymayanlar, sefaletlerine sırt çevirenler, bu müthiş intiharları durdurmak için siyanürün satışını yasakladılar. Siyanür kanda bulunan methemoglobine geri dönüşümsüz bir şekilde bağlanarak etkinlik gösterir. Kan dokulara oksijen perfüzyonu sağlayamaz. Sonucunda hipoksik şok ve ölüme neden olur. Vücutta oksijen vardır ama yokluğundan ölünür. Bu ülkede de herkese yetecek kadar hayat var, yokluktan ölünmeyecek körpe şafaklara selam olsun!"Ülke siyaseti çığırından çıktı, tepedeki herkesi zehirlemeye karar verdim."